Netflix Kültürü — Hayatımızın En Güzel İşi
Netflix olarak, tüm dünyayı eğlenceyle buluşturmayı ve izleyenlerin hayatına heyecan katmayı hedefliyoruz. Bu hedefi gerçekleştirmek için mükemmelliğe odaklanan benzersiz bir kurum kültürü geliştirdik ve yetenekli insanların kendilerini, birbirlerini ve izleyicileri giderek daha yükseğe taşıyacağı bir ortam yarattık. İşte bu bildiri, şu dört temel ilkeye dayanan şirket kültürümüz hakkında:
- Rüya Takımı: Netflix'te, sadece işini en iyi şekilde yapan, iş birliği yaptıklarında daha da iyi işler çıkaran ve yüksek performans gösteren kişilerle çalışmayı hedefliyoruz.
- İnsan Odaklılık: Çalışanlar, kendi adlarına karar verecek bilgi ve özgürlüğe sahip olduğunda daha iyi sonuçlar elde edilir. Biz de bu açıklık ve özgürlük ilkesinden beslenen, alışılmışın ötesinde bir sorumluluk bilincine sahip kişileri işe alıyoruz.
- Rahat Kaçıran Bir Heyecan: Dünyayı eğlendirmek için cesur ve hırslı olmak zorundayız. Bu, bazen konfor alanımızdan çıkmamızı gerektirse de "Acaba sırada ne var?" diye beklerken duyduğumuz heyecan her şeye değer.
- En İyiye, Hep Daha İyiye: Hep söylediğimiz gibi, Netflix'te bugün gördüklerin, yarın göreceklerinin yanında hiçbir şey! İyileştirmemiz gereken noktaları anlamak için öz farkındalığa ve o noktaya ulaşmak için de disiplinli ve kararlı olmaya ihtiyacımız var.
Bu ilkelerin tam olarak hakkını veremediğimiz zamanlar olsa da Netflix'e yeni katılan kişilerin çoğu, çalışma arkadaşlarının ne kadar muhteşem olduğunu ve onları her kademede nasıl yetkilerle donattığımızı gördüklerinde şaşkınlıkla karışık bir mutluluk yaşarlar.
Yaptığımız iş büyüyüp geliştikçe kültürümüz (ve bu bildiri de) bu değişime uyum sağlayacak. Değişmeyecek olan şey ise, mükemmellik konusundaki ısrarımız ve Netflix'in, muhteşem insanların hayatlarının en iyi işini çıkardıkları bir yer olmaya devam etmesi için sahip olduğumuz kararlılık. Eğer bu duydukların seni heyecanlandırıyorsa büyük ihtimalle burayı çok seveceksin. Ama Netflix herkese göre bir yer değil, o yüzden lütfen okumaya devam et.
RÜYA TAKIMI
Bizim gözümüzde bir iş yerini mükemmel kılan şey; güzel bir ofis, bedava yemek ve masaj değildir. Ama bizde de güzel ayrıcalıklar olmadığını söylemeden edemeyiz. İşin sırrı insanlarda gizli. Yaptıkları işi mükemmel yapan ve iş birliği yaptıklarında çok daha iyi işler çıkaran yüksek performanslı kişilerle çalıştığını hayal et. Biz kendimize bir aileyi değil, profesyonel spor takımlarını örnek alıyoruz. Aile demek, koşulsuz sevgi göstermek demektir. Aileler bazen sorunlar yaşayabilir. Ozark veya Wednesday'i seyretmiş olan herkes bunu bilir. Profesyonel spor takımları ise performans odaklıdır ve doğru pozisyonlara doğru kişileri yerleştirir. Bu bazen sevdikleri kişiyi daha iyi bir oyuncuyla değiştirmek anlamına gelse bile yine de bunu yaparlar.
Rüya Takımımızın her bir üyesi farklı yeteneklere sahip olsa da birlikte daha iyi olmamızı sağlayacak güçlü yönler açısından ortak bir paydaya buluşmayı amaçlıyoruz. İşte bizi biz yapan değerler:
- Özveri — En iyi fikirleri ararken alçak gönüllü olmak; kendin veya takımın için değil, Netflix için en iyisini istemek; başkalarının başarmasına destek olmak için zaman harcamak.
- Sağduyu — Bir işi kısa yoldan çözmeye çalışmak yerine uzun vadeli çözümler aramak; belirsizliğe rağmen akıllıca kararlar vermek; sezgilerini bilgiyle desteklemek.
- Açık sözlülük — Geri bildirim almaya ve vermeye istekli olmak; neyin işe yaradığı ve neyin düzeltilmesi gerektiği konusunda açık davranmak; hataları dürüstçe kabul etmek ve öğrendiklerini herkesle paylaşmak.
- Yaratıcılık — Yeni fikirlere açık olmak; daha yenilikçi çözümler bulma konusunda tutkulu ve ısrarlı davranmak; sanatsal ifadeye değer vermek.
- Cesaret — Gerçeği ararken eleştiriye de hazır olmak; mükemmele ulaşmak için başarısızlığı göze almak, statükoya meydan okumak.
- Kapsayıcılık — Ön yargılarının farkında olup onlarla savaşmak; Netflix'te herkesin kültürü, kimliği ve geçmişinden bağımsız olarak ellerinden gelenin en iyisini yapmasını sağlamaya çalışmak.
- Merak — Hızla ve istekle öğrenmek; kendi fikirlerinden çok başkalarının fikirleriyle ilgilenmek; henüz bilmediğin şeyler konusunda alçak gönüllü davranmak.
- Esneklik — Değişen şartlara hızla uyum sağlamak; zorlu kararları durumu iyice zorlaştırmadan ve uzun gecikmeler yaşanmadan almak; zorluklara göğüs germek.
Değerlerden bahsetmek kolaydır. Asıl zor olan ise bunlara uygun yaşamak. Hepimiz birbirimizi, özellikle de liderlerimizi benimsediğimiz bu değerlere uygun şekilde davranma konusunda sorumlu tutmak için çalışıyoruz. Çünkü mükemmellik ve dürüstlük etle tırnak gibidir. Güven uyandıran ve insanların iyi niyetli olduğuna inanmayı sağlayan güçlü profesyonel ilişkilere yatırım yapmamızın nedeni de bu. Böylece, yapıcı geri bildirime olanak tanıyan ve eşine az rastlanır türden bir açık sözlülük sergiliyoruz. Öyle ki, yapıcı geri bildirim bizim için adeta diş fırçalamak kadar gündelik bir rutin, işimizin vazgeçilmez bir parçası. Daha iyi bir iş çıkarabilmek, birinden akıl istemek veya nasıl ilerleyeceğin konusunda alternatif fikirler aramak, insanın hem gelebilecek her türlü eleştiriye hazır olmasını gerektirir hem de cesaret ister. Bir iş arkadaşın hakkında ancak o kişinin yüzüne doğrudan söylemeye çekinmeyeceğin şeyleri dile getirmek ise dürüstlüğün gerekliliklerindendir. Bu durum özellikle de senden daha üst kademede bulunan veya farklı bir geçmişten gelen kişilere geri bildirimde bulunurken önem kazanır. Beklenen davranışın itaat etmek olduğu bir kültürden veya şirketten gelenler için de aynı şey geçerlidir. Açık sözlülük bizim hem bireyler olarak hem de şirket olarak daha hızlı ilerlememizi sağlar.
Yüksek performans gösteren biri sıradan bir çalışandan çok daha etkili olacağı için Rüya Takımımız kıdem, görevde bulunma süresi veya koşulsuz sadakatten ziyade performansla ilgilenir. İşte bu yüzden yüksek performansa dayanan bir kültürü sürekli kılmaya odaklanıyoruz. En iyi çalışma arkadaşlarını aramıza çekebilmek ve bizimle devam etmelerini sağlamak için onlara belirli bir görev ve pozisyonda piyasadaki en iyi teklifi sunuyoruz. Bir kişinin başka bir şirkette benzer bir konumda ne kadar kazanabileceğinden yola çıkarak, onu tutmak veya yerine başka birini almak için ne kadar ödemeyi göze alacağımıza karar veriyoruz. Liderlerden, yetenekli kişileri geliştirmekte başarılı olmalarını bekliyoruz. Liderlerin her pozisyonda doğru oyuncuyu bulundurduklarından emin olmaları için onlardan, "takımda tutma testi" dediğimiz testi uygulamalarını1 — ve şu soruyu sormalarını istiyoruz: "X ayrılmak isteseydi kalması için savaşır mıydım?" Ya da "Bugün bildiklerimi bilseydim, X'i yine işe alır mıydım?" Eğer cevap hayır ise, geç olmadan yolları ayırmanın herkes için daha adil olduğuna inanıyoruz.
Soyut anlamıyla, takımda tutma testi ürkütücü gelebilir. Aslında herkesi, düzenli olarak nelerin iyi gittiği ve nelerin iyi gitmediği konusunda yöneticileriyle konuşmaya teşvik ediyoruz. Böylece sürprizler yaşanmasının önüne geçiyoruz. Yöneticiler ayrıca takım üyelerini, sadece hataları veya sonuç vermeyen girişimleriyle değil tüm yaptıklarıyla değerlendirir. Rüya Takımı'nda statükoya meydan okuyan ve yeni şeyler deneyen insanlara ihtiyaç vardır. O yüzden kısa vadeli iniş çıkışlarda çalışanlarımızla yollarımızı hemen ayırmayız.
Bir kişi ne kadar zeki olursa olsun eğer meslektaşlarına karşı nazik ve saygılı değilse Rüya Takımımız'da kendisine yer yoktur. Bir şirkette, birlikte iyi çalışan, birbirlerinin iyi niyetine güvenen ve farklılıklarına saygı duyan yetenekli insanlar varsa bu herkesin başarılı olmasını sağlar.
İNSAN ODAKLILIK
Hepimiz kararların tepeden aşağıya iletildiği, şeffaflığın çok az olduğu ve fark yaratmanın, hatta en basit şeyleri yapmanın bile zor olduğunu hissettiğimiz şirketlerde çalışmışızdır. Netflix'te amacımız sadece yönetmek değil, aynı zamanda ilham ve yetki vermek çünkü insanların kendi işleriyle ilgili karar verme özgürlüğüne sahip olduklarında daha etkili olabileceğine inanıyoruz.
Bunun bir parçası olarak, şirketin her kademesinde karar verme refleksleri oluşturmaya gayret ediyor ve üst düzey yöneticilerimizin verdiği kararların sayısının çokluğuyla değil az oluşuyla övünüyoruz. Yöneticilerden tam bağlam, tam yetki vermelerini bekliyoruz. Bu onların, her şeyi kontrol etmeye çalışmak yerine ekiplerinin doğru kararları vermesini sağlamak için takımlarına bağlam ve net bir açıklama sunması anlamına geliyor. Ayrıca çalışanların, yorumlarını ya da sorularını ekleyebildikleri bilgilendirme dosyaları aracılığıyla birçok bilgiyi dâhilî olarak paylaşarak öğrenmelerine olanak sağlıyoruz. Böyle bir özgürlük seviyesinde başarılı olabilmek için beklenenin ötesinde bir sorumluluk anlayışı gerekiyor. Böyle birinin, öz motivasyonu, öz farkındalığı ve öz disiplini olan, ne yapacağının söylenmesini beklemek yerine tıpkı evde olduğu gibi, söylemeye gerek kalmadan çöpü dışarı çıkarmayı akıl eden biri olması gerekiyor. Bununla birlikte, "tam bağlam, tam yetki" anlayışını her işten el çekilen bir yönetim tarzıyla karıştırmamak lazım. Yöneticilerin etraflarında yapılan işe dâhil olması ve takımlarına aktif olarak koçluk yapması gerekiyor. Ayrıca bir kriz anında veya yeni bir takım üyesi tüm bağlama hâkim olmadığında, etik olmayan veya Netflix'e maddi zarar verebilecek bir karar verilmek üzereyse yöneticilerin duruma müdahale etmeleri gerekebilir.
Kurul olarak karar almaktan kaçınmaya çalışıyoruz, çünkü bu şirketleri yavaşlatan ve sorumluluğu azaltan bir yöntem. Her önemli kararda, hangi yolda ilerleneceği konusunda takdir yetisi olan karar verici bir lider belirliyoruz. Sonra her biri kendi karar verici liderleri tarafından yönetilen farklı takımlar bu kararları uyguluyor. Ortak hedefler doğrultusunda bağımsız çalışma yaklaşımı, takımların hızlı hareket etmesini, bağımsız olarak işe koyulmasını ve elde edilecek sonuç için sorumluluk almasını sağlıyor.
Biz, iyi fikirlerin herkesten çıkabileceğini öğrendik. Bu yüzden karar verici liderlerin farklı fikirler aramasını ve her kademeden çalışanları dinlemesini önemsiyoruz. Düşünce çeşitliliğinden besleniyoruz. Elbette bütün fikirler eşit değildir ve çalışan sayısı 10.000'in üstünde olan bir şirkette tüm kararlarda söz sahibi olması beklenemez. Ama elbette buradaki gibi istisnalar kaideyi bozmaz. Sözgelimi, önemli ve yaratıcı bir karar alınacaksa dizi, film veya oyunlarda çalışan birinin, herhangi bir mühendisten daha fazla söz hakkı olurken ürün veya teknolojilerle ilgili kararlarda ise bunun tersi geçerlidir. Bir karar verildikten sonra farklı bir yaklaşımı savunanlar da dâhil olmak üzere herkesin hemfikir olmasa da nihaî karara saygı duyup uymasını bekleriz. Bu sayede olabildiğince başarılı bir sonuç elde etmek mümkün olur. Daha sonra kararın etkisi görülmeye başlayınca, karar verici lider seçimleri üzerine düşünmeli, nelerin işe yarayıp nelerin yaramadığını değerlendirmelidir. Böylece herkes bir dahaki sefere daha iyi bir seçim yapmayı öğrenmiş olur.
Bir oyun, dizi veya filmin lansmanını yapmak, bir pazarlama kampanyası yürütmek, ödemeleri ayarlamak ve bir çeyrek dönemi sonlandırmak belli süreçlere bağlıdır. Bu yüzden şirketlerin taciz, iş arkadaşlarını dışlama, şirket bilgilerini sızdırma ve içeriden bilgi ticareti yapma gibi şeylere karşı katı kurallara ihtiyacı vardır. Ama biz Netflix'te kuralları minimumda tutmaya özen gösterir ve basit, etkili ve fark yaratan süreçler oluşturmak için çok çalışırız. Mesela tatil politikamızı iki kelimeyle özetleyebiliriz: "Tatile çıkın." Masraflarla ilgili politikamız ise beş kelimeyle özetlenebilir: "Netflix'in çıkarlarına uygun hareket edin." Neredeyse hiçbir kural koymama kuralı çalışanların takdir yetilerini kullanmaları konusunda onlara özgürlük sağlar. Ayrıca büyüyen şirketlerin kurum kültürünü hataya olanak vermeyecek şekilde tasarlamaya çalışması sonucu ortaya çıkan, yaratıcılığın önüne geçen ve işletmelerin uyum sağlamasını zorlaştıran süreç-odaklı yaklaşımı önler.
Böyle bir özgürlüğün kaosa yol açabileceğini düşünebilirsiniz. Elbette biz de başarısızlıklardan payımızı aldık ve şirket kültürümüzü kötü amaçlarına alet eden birkaç kişi çıktı. Ama bireysel özerkliği vurgulamamız sayesinde çok başarılı işler de ortaya koyduk. Bu da çalışanlarımıza gelişme ve ilerleme fırsatları sundu. Eğlence ve teknoloji alanında en büyük tehdit yaratıcılık, uyum sağlama yeteneği ve yenilikçiliğin olmamasıdır. İşte bu yüzden, hataları değil, kuralları ve süreçleri en aza indirmeye çalışmak, insanlara takdir yetisini kullanma ve hatalarından öğrenme özgürlüğünü tanımak, uzun vadedeki başarı için çok daha etkili bir reçete.
RAHAT KAÇIRAN BİR HEYECAN
Netflix dünya çapında yarım milyarı aşkın2 kişi için içerik hazırlıyor. Bu daha önce hiçbir eğlence şirketinde görülmedi. Başarılı olmak istiyorsak cesur ve hırslı olmalı, farklı düşünmeli, denemeli ve uyum sağlamalıyız. Çoğu zaman da bunu oldukça hızlı bir şekilde yapmalıyız. Bir ürün özelliği geliştirirken, sunduğumuz önerileri iyileştirmeye çalışırken, bir pazarlama kampanyası hazırlarken veya bir dizi ya da oyun yaratırken bu hep geçerlidir. Tabii ki daha istikrarlı ve daha az risk alan şirketler birçok kişiyi daha mutlu edebilir. Ama denemeye değer veriyorsanız, yeni ve riskli bir projenin o müthiş heyecanı hoşunuza gidiyorsa ve böyle bir ortamda başarılı olabilecekseniz Netflix tam size göre.
SANATSAL İFADE
Temsil önemlidir. Farklı geçmişlerden ve kültürlerden gelen üyelerimiz, ekranda gördükleri hikâyelerde de çeşitli hikâyeleri ve insanları izlemek istiyor. Böyle bir çeşitliliğe sahip olmak çok güzel, ancak hepimizin, ekranda neyin kabul edilebilir (ya da zararlı) olduğu konusunda farklı görüşleri olabileceğinden bu durum çatışmaya da yol açabilir. Her dizi, film veya oyun farklı olsa da, hepsine aynı ilkelerle yaklaşıyoruz: Birlikte çalışmayı tercih ettiğimiz yaratıcıların sanatsal ifade özgürlüğünü destekliyor; çok çeşitli izleyici kitlelerine, kültürlere ve zevklere yönelik programlar hazırlıyor ve üyelerimizin neyi izleyip hangi oyunu oynayacaklarına kendilerinin karar vermesi için yetişkinlik düzeyi seçimi, içerik uyarıları ve ebeveyn kontrolleri sunuyoruz. Çalışanlar olarak, bazı hikâyeler kişisel değerlerimize ters düştüğünde bile bu ilkelere uygun davranıyoruz. Şirkette üstlendiğimiz rol kapsamında zararlı olabileceğini düşündüğümüz dizi, film veya oyunlarda çalışmamız gerekebileceğini anlıyoruz. İçeriklerimizin geniş kapsamını desteklemek sizin için zor ise, Netflix size en uygun yer olmayabilir.
EN İYİYE, HEP DAHA İYİYE
1998'de ilk DVD'mizi postayla göndermemizden bu yana Netflix uzun bir yol katetti. Ama gelecekte olmak istediğimiz yere varmak için daha çok yolumuz var. Süreç odaklı değil insan odaklı olmayı, herkesin sorumluluk bilincine sahip olduğu bir ortam yaratmayı ve Rüya Takımı'nı işte bu yüzden bu kadar önemsiyoruz. Bu yaklaşımın bizi mükemmelliğe ve uzun vadeli başarıya götürecek en doğru yol olduğuna inanıyoruz.
Yine bu sebeple, kültürümüzü korumak yerine devamlı olarak iyileştirmeye çalışıyoruz. Her yeni çalışan, çalışma biçimimizi şekillendirmeye yardımcı oluyor ve birlikte daha fazlasını başarmak için yeni yollar buluyoruz. Böylece üyelerimiz, çalışanlarımız, yaratıcılarımız ve ortaklarımız için daha iyi bir deneyim yaratıyoruz. Bu da bizi uzun vadede hep birlikte büyümeye ve başarıya götürüyor. Dünyayı eğlendiren, olağanüstü ölçüde başarılı bir şirket ancak bu şekilde kurulur.
2009'da yazılan ilk kurum kültürü belgemizde olduğu gibi, Küçük Prens'in yazarı Antoine de Saint-Exupéry'nin bize gösterdiği yolu izlemeye devam ediyoruz:
Gemi yapmak istiyorsanız,
insanları odun toplamaları için çağırmayın
ve onlara görev dağıtıp
iş vermeyin.
Bunun yerine onlara
denizin sonsuz büyüklüğünü arzulamayı öğretin.
1 “Takımda tutma testi”nin ismi ortak kurucumuz Reed Hastings’den geliyor çünkü o, çocukken tuttuğu balığı ve babasının ona, “Bu balık kaçmaz Reed!” demesini hiç unutmamış.
2 2024’ün ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 260 milyon hane Netflix abonesi oldu. Her hanede en az iki kişi olduğunu varsayarsak, izleyici kitlemizin 500 milyon kişiden oluştuğu çıkarımını yapabiliriz.